24 Nisan 2014 Perşembe

Share to Facebook Share to Twitter Share on Google Plus
İstanbul Akvaryum



İstanbul'da tatilde çocuklarla gezilmesi gereken yerlerden biri de İstanbul Akvaryum. Yok, Florya Akvaryum mu demeliydim? Evet, burayı öylesine benimsemişiz ki... Nereye gidiyorsun diye soranlara " Hani şu Florya'daki yeni açılan akvaryum var ya oraya, Florya akvaryuma!!" demekten, ismi aramızda Florya Akvaryuma dönüşen yer...


deniz analarının dünyası
.
Peki neden görülmesi gerekiyor?

Ziyaretçiler, coğrafi bir rotayı takip ederek Karadeniz'den Marmara Denizi'ne, Akdeniz'den Kızıldeniz'e, Panama Kanalı'ndan Pasifik Okyanusu'na uzanan 16 ayrı tema ve yağmur ormanlarını içeren güzergahta gördükleri canlıları, yaşadıkları doğal ortam koşullarına en yakın şekilde görüp inceleme ve bilgilenme fırsatına sahip olmakta. Birbirinden farklı 15 bin adet deniz ve kara canlısı İstanbul Akvaryumda yaşıyor. Aslında burayı gezerek, dünyanın diğer bölgelerindeki deniz yaşam koşullarını ve doğa şartlarına genel bir deneyimleme imkanına sahip oluyoruz. Eh böylece çocuklarımızın, temaların işaret ettiği coğrafyaları hayal ederek değil, görerek yaşayarak öğrenmelerini sağlıyor.

bilgi panosu

Süveyş Kanalı Maketi

Bir annenin gözünden Florya Akvaryum ile ilgili bilinmesi gerekenler ;))
  • Akvaryuma gitmeden önce telefon ile bilet alımı yapabilirsiniz. Hem çeşitli paket alternatiflerini telefonda sorarak öğrenebilirsiniz. Tel: 444 97 44. Bazen bilet gişesinde uzun kuyruklar oluyor, bunu da atlatmış olursunuz.
  • Girişte vestiyer bulunmaktadır.
  • Çeşitli etkinlikler var. 5D sinema ve aynalı labirent gibi çocuklarla girebileceğiniz aile faaliyetleri..Daha önceki deneyimlerime dayanarak 6 yaş ve üzeri çocuklarınıza tavsiye ediyorum.
  • Büyük bir alana kurulu akvaryum, 4 yaş ve küçük olanlar için uzun olabileceğinden pusetlerini yanınızda bulundurmanızı tavsiye ederim.
  • Gezi güzergahında canlılar ile ilgili bilmek istediklerinizi temaların önlerinde bulunan dokunmatik bilgisayarlardan kolaylıkla öğrenebilirsiniz.
  • Balık besleme saatlerini kaçırmamanızı öneririm. Genel olarak ya saat 11 gibi yada ana tankta 14:30 civarında bu etkinlik gerçekleşmektedir. Anonsları takip ederseniz mutlaka bir tanesini yakalarsınız.
  • Ziyaret parkurunda birkaç kafe ve birkaç restoran bulunmaktadır. Dilerseniz turunuza biraz ara verip, denize karşı kahvenizi (Robert's caffee, Funföndü, coffee corner..) yudumlayabilirsiniz ya da acıkan minikleri tercihinize göre doyurabilirsiniz. (Sütiş ve Kaşıbeyaz var.)
  • Tuvalet ve bebek bakım odaları birkaç yerde mevcut. (Krokiden bakabilirsiniz.)
  • Hediyelik eşya bölümü gerçekten çeşitli...
  • Anatankta, dalgıçların yaptığı faaliyetleri çocuklar mutlaka seyretmeli, zaten sizde bayılacaksınız.
  • İstanbul Akvaryum, Aqua Florya Alışveriş Merkezinin hemen yanında, hatta içinden bağlantısı var. Çocuklarla, İstanbul Akvaryumu gezdikten sonra AVM'yi de şöyle bir gezmenizi tavsiye ederim. Hatta birde üstüne sinema yapabilirsiniz.
  • Dalış yapmak isterseniz önceden rezervasyon yapınnn ;))

anatankta aç bir köpek balığı
anatankta dalgıçların aç olan köpekbalığını besleme çabaları
ağzına kadar sokulan balıkları yinede yemeyen köpekbalığı dikkat !!!
İstanbul Akvaryum, dünya denizlerini ayrı bölümlerde gerek bilgi, gerek maket, gerek fotoğraf ve bilimsel aletlerle destekleyerek ziyaretçilerin beğenisine sunmuş. Zehirli kurbağalar, kum köpekbalığı, kırmızı karınlı piranha, cüce timsah (zaten bunu görmek için gelmiş olan Ege'nin timsahı görünce verdiği ünlem "aaaa çekmiş mi bu timsah!!"), vatoz, imparator melek balığı, caretta caretta, benekli bahçe müreni, palyaço balığı, napolyon balığı gibi bir çok canlıyı da yakından inceleyebilirsiniz.

Gezi güzergahımızda Yağmur Ormanlarına geldik. Buradaki ortam birebir aynı, sürekli yoğun nemli (önce zor nefes alınıyor, alıştıktan sonra rahat) ve minik minik yağmur çiseleyen hava durumu. Çocuklar, böyle bir ortamda yaşamanın nasıl olduğunu daha iyi anlayabiliyorlar. (Evet ıslandık, ama sıcaktan hemen kuruduk.)

yağmur ormanları

nehir vatozu
cüce timsah :)
İstanbul Akvuryum'u çocuklarla gezerken, önümüze İstanbul- Yenikapı açıklarından çıkarılan batık gemi replikası çıktı.
Marmaray kazıları esnasında bununla ilgili haberleri duymuştum. Ancak çok detaylı bir bilgi medyada verilmemişti. Bu arkeolojik kalıntılar sebebiyle de Marmaray'da yapılacak bir durak inşa edilemedi diye hatırlıyorum.
Karşımda Doğu Roma'nın tarihine ışık tutan kurtarma kazıları ile ilgili fotoğraf ve bilgileri görünce çok sevindim:))
Yenikapı'da bulunan batık replikası
Büyüyen Roma İmparatorluğu'nun şehrine liman gerektiği yıllar..MS 379 lar...dile kolay bin yıllar öncesi... Bayrampaşa (Lykos) deresinin ağzına yaptırılan "Theodosius Limanı"...Yıllar geçtikçe, derenin getirdiği topraklarla küçülen liman küçük gemi ve teknelerin barınağı olmuş. İşte metro ve Marmaray'da tam bu bölgeye yapılacaktı. On birinci  yüzyıla kadar kullanılmaya devam etmiş olan bu tarihi limanın olduğu bölgede 35 tekne kalıntısı gün ışığına çıkarılmış!!! Bu kalıntılar "Arkeopark" projesinde değerlendirilmek üzere yerlerinden sökülmüşler.
Dünya literatüründe en geniş antik tekne koleksiyonlarından biri işte bu arkeolojik kazı çalışmaları sonucuymuş...Tabi, bu bulgular sayesinde o dönemlere ait gemi teknolojisi ile ilgili teknik bilgiler elde edilmiş...(Bilgi: Arkeoloji Müzesi websitesi)
Kim bilir, Marmara Denizini kazsan neler neler çıkar, M.Ö'lere gidilir diye tahmin yürütüyorum ;))

Yenikapı'daki batık teknenin replikası

Bu tarihi değeri büyük olan çalışmadan ayrıca birçok hayvan türüne ait kemikler de çıkarılmış. Bunlar İ.Ü. Veterinerlik Fakültesinde sergilenmekteymiş.
Kurtarma kazı çalışmalarının sonuçları, "Vehbi Koç Vakfı" ve "Arkeoloji Müzesi"'nin de ortak girişimiyle 25 Haziran 2013-25 Ocak 2014 tarihleri arasında Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmiş. (Kaçırmışım, giden var mı aranızda?)
Ben şimdilerde nerede sergilendiklerine dair somut bir şey bulamadım. Ancak, ilgili döneme ışık tutan tekne kalıntıları Yenikapı'da yapılacak kültür parkındaki müzede sergilenecekmiş. Burası açıldı mı duyan var mı? Bu bilgiyi de "Sabah Gazetesi"nin 17 Şubat 2011 tarihli haberinden paylaşıyorum.

Eh hal böyle olunca şimdilik İstanbul Akvaryuma giderek, o döneme ait olan bir teknenin birebir replikası ile idare edeceğiz, ne yapalım ;)) Meraklılarına duyurulur...



zehirli kurbağa
Adres: Şenlikköy Mah. Yeşilköy Halkalı cad.
            No: 93 Florya/ İstanbul

Telefon: 444 9744

Nasıl gidilir?

Özel Vasıta: Tem (E80) veya çevreyolunu (E5) takip ederek Yeşilköy ve sonra Florya'ya sahil yoluyla ulaşın. Çevresinde İBB Florya Tesisleri var. ( Akvaryum eski tren yoluna paralel sahil kıyısında.)
Toplu Taşıma: Lütfen linki tıklayın; http://www.istanbulakvaryum.com/tr/alternatif-ulasim
Otopark: Akvaryumun otoparkı olduğu gibi AVM'ninde ücretsiz otoparkı var. Ayrıca açık otoparklarda mevcut.



..tamamı »

12 Nisan 2014 Cumartesi

Share to Facebook Share to Twitter Share on Google Plus
Çocuklarla Lale Festivali



Ayşegül serisi kitaplarını hiç okudunuz mu?
Kaçımız bulunca hemen alıyoruz? İşte bende onlardanımm :)
Çocukken Ayşegül'ün maceraları için ne kadar çok harçlık biriktirdiğimi hatırlıyorumdaa...
Çarşıdaki kırtasiyeye annemle gidip, acaba bu sefer hangisini alsam diyerek, saatlerce zaman geçirdiğim anılarımmm...
İşte öyle alınmış bir Ayşegül kitabı, Çiçek Festivali hakkındaydı... Heyecanla okuduğum ve daha sonra elimden düşürmediğim bu kitabın resimleri hala kayıtta bende!!
Helikopter şeklinde çiçekler, japon bahçesi ve fenerlerini konu alan çiçekler, çaydanlık ve kahve fincanlarının çiçeklerle dekore edildiğini gösteren festival yürüyüşüne ait resimler... O çiçeklere saatlerce bakar, ben yapsam nasıl olurdu acaba, bizim şehrimizde de festival yapsalar ne kadar renkli olurdu diye iç geçirirdim. Şimdi bakın, artık şehirde çocuklarla gidilecek çiçek festivallerimiz var!!

Ayşegül Çiçek Festivali kitap kapağı 

Tarihimizde, bir döneme adını veren, mimariden edebiyata konu edilen, kilimlerde tablolarda motifleri olan, önceleri Orta Asya'da yetiştiği bilinen ve buradan Anadolu'ya getirilen, doğu mitolojisinde ayrı bir yeri olan LALE çiçeği... Mevlana'nın bile şiirlerine ilham veren bu çiçek İstanbul'un simgesi haline geldi. İlkbahar mevsiminde açan lale, Nisan geldiğinde, festival kapsamında şehir parklarında bizlerin seyrine sunulmaktadır. ( Gülhane Parkı, Emirgan Korusu, Yıldız Korusu, Beykoz Korusu, Göztepe Parkı, Büyük Çamlıca Korusu, Küçük Çamlıca Korusu, Fethipaşa Korusu, Hıdiv Çubuklu Korusu, Soğanlı Bitkiler Parkında bulabilirsiniz...)


Lalelerin arasından su fıskiyesi
Dünyanın göz bebeği olan şehrimizde, çocuklarla lale festivalini kutlamak, anneler için bulunmaz bir fırsat. İki çocukla en kolay ve en eğlenceli tur nasıl olurdu acaba?? diyerek bir plan yaptım. Çocuklarla gidilecek yer olarak "Emirgan Parkı"nı seçtik.
Sabah çok erken kalkıldı. Piknik yapmak için gerekli çay organizasyonu gerçekleştirildi. Hemen arabamıza atladık ve yola koyulduk. Pastaneden sıcak poğaça ve pizzalar alındı, kutu süt ve meyve suları da :)) bolca peçeteyle beraber tabiii..
Emirgan Parkının sahil tarafındaki koru girişinden içeriye girdik. Otoparka doğru yol alırken çocuklarımın; "Anne, bak laleleler her yerde ve rengarenk!
AAA lale nehrinde yüzen kuğuda varmış anneciğimm!!
Anne bak çiçeklerle neler yapmışlar, hadi burada inelim" diye ünleyen sesleri, arabanın dışındaki herkes tarafından duyulabiliyordu sanırım ;))
Arabayı park edip, dooğru bir piknik masası bulmaya koyulduk. Otoparka ve tuvalete bir miktar yakın olanı tercih ettim.
Kahvaltımız yapıldı, tuvaletler kullanıldı ve piknik çantalarımız tekrar arabaya konuldu. Şimdi sıra bütün parkı aşağı yukarı gezmeye gelmişti.

Çiçek notaları ile bezenmiş şelaleli piyano

Sarı köşkte rengarenk lale tarlası

Korunun içinde bulunan sarı, pembe ve beyaz köşkler hepsi birer gelin incisi gibi süzülüyorlar. Bütün bu renkli köşklerimiz, aynı "Hıdiv Kasrı"nda olduğu gibi batılı mimari tarz benimsenerek zamanında yaptırılmış. Bu köşklerin tarihinde de yine "Mısır Hıdiv"lerinin etkisi olduğunu söyleyebilirim. 1940 yıllarında dönemin İstanbul Belediye Başkanı olan "Lütfi Kırdar"'ın girişimiyle kamulaştırılıp, park şeklinde düzenlenerek halka açılmışlar.

lale bahçeleri

Şelaleli gölde kuğu

Öncelikli olarak Sarı Köşk'e yakın olan gölete doğru yola çıktık. Bu gölette kazlar, ördekler, beyaz kuğu ve siyah kuğu var. Kahvaltıdan arta kalan parçalar ile çocuklar ördekleri beslediler. Burada bir süre geçirdikten sonra daha yukarıda bulunan Beyaz Köşk'e doğru yola çıktık. Parkta festival kapsamında cam üflemeciliği ve resim üzerine sergiler olduğunu biliyordum. Beyaz Köşk'e yakın bir noktada olan bu alana ilerlerken, yolumuzun üzerindeki iki oyun parkına da ayrı ayrı ;)) uğradık. Bir tanesi daha küçük çocuklara göre olan kaydıraklı park, ve diğeri de biraz daha 6 yaş ve üzerine göre olan örümcek ağı şeklinde kurulmuş faaliyet alanıydı. Burada bayağı zaman hoplayıp zıpladıktan sonra, susayan miniklerimin ellerinden tutup doğru Beyaz Köşk'e ilerledim. Saat artık 12:30 civarlarıydı. Sergiyi susadıkları için atlayıp, köşkten su aldıktan sonra banklarda dinlenmeye karar verdik.

oyun parkı

Lale festivali sebebiyle çok dolu olan bu köşklerin içini gezme imkanı bulamadık. Zaten amacım, çocuklarımla lale ve çiçeklerle bezenmiş güzellikleri görmekti. Bu nedenle "lale nehrinde yüzen kuğuları", "çiçek notaları ile bezenmiş şelaleli piyanoyu", nota şeklindeki çiçekleri, şelaleli göleti, uçsuz bucaksız lale tarlaları içindeki yürüyüş yollarında koşmayı tercih ettik. Koruda kendimi, çocukluğumdaki gibi, Ayşegül'ün Çiçek Festivali kitabının içinde gibi hissettim. Bir farkla tabi ki, artık yetişkin bir çocuk olarak ;))
Öyleyse çocuklarımında böyle bir hatıraya sahip olmalarını sağlamak için bir kitap oluşturmaya karar verdim. Böylece bir yandan çiçekleri, bir yandan çocuklarımı ve buradaki huzuru fotoğraflamaya koyuldum....


oyun parkı

Emirgan Parkı ve Lale Festivali hakkında bir annenin gözünden notlar:
  • Lale Festivali, Emirgan Parkında 1 Nisan- 30 Nisan 2014 tarihleri arasında düzenleniyor. Programınızı bu tarihlere göre oluşturmanızı tavsiye ederim.
  • Piknik, yürüyüş, parklarda faaliyet, top, ip, bisiklet, scooter, kaykay gibi etkinlikler yapılabilir. Top, ip gibi faaliyetleri piknik masalarının olduğu noktalarda izin veriyorlar. Parkı korumak amacıyla her yerde yan gelip uzanmanıza izin vermiyorlar. Merak etmeyin, yine mangala izin yok ;)) Yanınızda yiyeceğinizi ve içeceğinizi götürüp masaları kullanabilirsiniz. 
  • Yürüyüş yapacaksanız ve 3 yaşında çocuğunuz varsa pusetsiz yola çıkmayın.
  • Çocuk parklarına ve otoparka yakın noktalarda tuvaletler mevcut. (Köşktekileri kullanmak zorunda kalmıyorsunuz) Ancak bu tuvaletlerde bebek alt değiştirme üniteleri yok. 
  • Beltur'un işlettiği köşklerde sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeklerinizi açık büfe ya da menüden beğenerek yapabilirsiniz.
  • Mutlaka rahat bir ayakkabı giyinin.
  • Emirgan hatırası köşesinde arkadaş, eş ve çocuklarınızla fotoğraf çekilin.
  • Lalelere hayran kalıp sonra da lale almadan eve dönmeyin ;)) Çiçek satış noktalarından temin edebilirsiniz.
  • Göletteki ördeklere vermek için ekmek gibi bir şeyler yanınızda bulundurun. Çocuklar bu tip faaliyetlerle çok ilgileniyorlar.
  • Mümkün olursa İsmail Acar'ın resim sergisini gezin.
  • Festivalde bir çok etkinlikler gerçekleştirilecek. Beyaz Köşk bahçesinde 6- 27 Nisan 2014 tarihleri arasında devam edecek olan bu faaliyetleri gün içinde 11.00- 20.00 saatleri arasında yakalayabilirsiniz. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin sayfasında bununla ilgili düzenlenmiş detaylı ve saati belirtilen bir program bulamadım. Ama ilginizi çekerse, http://www.ibb.gov.tr/sites/istanbuldalalezamani/Pages/FestivalProgrami.aspx., adresinden etkinliklerin neler olduğuna bakabilirsiniz. (Bu arada programı bulan olursa, bana mail yada yorum atarsa çok sevinirim).
  • Yürüyüş yollarının üzerinde bir çok noktada farklı farklı çocuk parkları mevcut. Çocuklar sadece buralarda bile yeterince eğlenip, lalelerin arasında zaman geçirebilirler.
  • Emirgan Parkı, lale festivali boyunca hafta sonlarında ağır bir ziyaretçi akınına uğruyor. Bu nedenle tavsiyem, hafta sonlarında gidecek olanlara; ya sabah çoook erken ya da öğleden sonra saatlerinde gitmeniz.

kırmızı lale tarlası

"Emirgan Parkı"na nasıl gidilir

Emirgan Parkı, Avrupa yakası Boğaz kıyısında yer alıp, İstinye ile Boyacıköy arasında Emirgan semtimizin sırtlarında uzanır.

Özel vasıta

Avrupa yakası Boğaz sahil yolundan Emirgan'a doğru ilerleyin. Sarı Köşk, Pembe Köşk veya Beyaz Köşk yazan tabelaları takip edin.

Otopark: İspark var. Her iki saate 5 TL ücret alınmaktadır.

Toplu taşıma

Metro ile Ayazağa İTÜ'de inin, minibüs ya da geçen otobüslere binin. ( Şoföre, Emirgan Parkına yakın bir yerde ineceğinizi mutlaka belirtin)

Otobüs no'ları

42T Bahçeköy- Taksim
22RE Fatih Sultan Mehmet- Kabataş
22 İstinye- Kabataş
40T İstinye- Taksim
40 Rumelifeneri- Taksim
25E Sarıyer- Kabataş
58A Poligon Mahallesi Reşitpaşa- Kabataş
40B Sarıyer- Beşiktaş

Vapur

Anadolu Yakası veya Avrupa yakasından da Emirgan'a, şehir hatları vapur seferleri kullanılarak ulaşılabilir.

Bu adresten sefer saatlerini öğrenebilirsiniz;  http://www.sehirhatlari.com.tr/tr/seferler/cengelkoy-istinye-368.html

Huzurla gölet kenarında bankta oturmak

Emirgan korusu, 9. Lale Festivali kapsamında İstanbul'da en çeşitli lale türüne ev sahipliği yapmaktadır. (211 çeşit varmış). Ben bunlardan herhalde 20-30 arası lalenin farklı olduğunu görebildim. Bakalım sizler kaç tane bulabileceksiniz ;)) Yorumlarınızı bekliyorummm, sevgiyle kalın...

Adres: Emirgan Mh. 34467, İstanbul
Tel:     212 277 5782

Lale nehrinde yüzen kuğu

..tamamı »

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Back To Top